Uzun seyahatlerimizi genelde 9 ay ile 1 sene öncesinden planlıyoruz. Yıllardır Provans bölgesini görmek istiyordum, annem gezmiş ve anlatmıştı o yüzden her sene ailecek yaptığımız seyahat için rotamızı seçmek zor olmadı 🙂 Maalesef bayram tatili ekim ayında olduğu için lavanta mevsimine denk gelemedik ama provans bölgesinin her mevsim gezilecek bir rota olduğunu düşünüyorum.

Kalabalık aile tatilinin ilk aşaması en sevdiğimiz site olan Airbnb’den tutulacak evin seçilmesi. Çocuklarla beraber 6 kişiyiz ve 4 odalı, 2 banyolu gezilecek bölgenin en stratejik yerinde ki evleri araştırmak her zaman benim görevim. Oy birliğiyle evimizi seçtikten sonra arabamızı kiralamak ve rotamızı belirlemek için ufak aile toplantıları düzenliyoruz. Sonuç olarak 1 gece Marsilya’da 6 gece de Aix-en Provence yakınlarında bir ev tuttuk bu seyahat için. (www.airbnb.com.tr)

Yolculuğumuz oğlumun 1 yaş doğum günü olan 4 ekim 2014 tarihinde İstanbul-Marsilya uçuşu ile başladı. Çocuklu seyahat konusunda ustalaşmaya başladık zaten seneler içinde.

(Bu konuda ayrıca bir yazı hazırlayacağım)

Geçmişi M.Ö 7 yüzyılda kurulmuş antik yunan yerleşimi Massilia’ya uzanan Marsilya M.Ö 49 yılında Romalılar tarafından ele geçirilmiş yüzyıllar boyu ticaret alanında doğu ticaretinin batıya açılan kapısı olmuş. Açıkçası tüm provans bölgesini düşünürsem beni en az etkileyen şehir oldu Marsilya. Gezdiğiniz zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız :))

Upuzun bir sahil şeridi, restoran ve kafeler, bolca turist, Parisli meslektaşlarından aşağı kalır yanı olmayan garsonlar!! Yinede gelmişken eski liman’ı, limanın kuzeyinden yukarı tırmanan şehrin en eski mahallesi olan Le Panier’i, Jean Jaurès meydanında pazartesiden cumartesiye 07.30 ile 13.30 arası kurulan pazarı, şehrin simgesi haline gelen Romanesk-Bizans tarzı kilise Notre Dame de la Garde’ı görmemezlik etmeyin. Bu sırada cüzdanlarınıza dikkat etmeyi de unutmayın!!!

Kalacağımız evi bulmak çok kolay oldu ancak ev sahibinin evin önünde otopark olduğunu söylemesine rağmen bize ayrılmış alanın dolu olduğunu görünce biraz sıkıntı yaşadık.Kalabalık olduğumuzdan ve 2 çocuk koltuğuna ihtiyacımız olduğundan kiraladığımız araç Mercedes Vito’ydu.

Eşyalarımızı eve indirip vakit kaybetmeden merkeze indik. Akşamüstü bir şeyler yemek isteyip girdiğimiz kafelerde saat 19.00’a kadar yemek servisi olmadığı, sandviç tarzı yiyeceklerin ise tükendiği cevabıyla karşılaşıp azıcık sinirlendikten sonra keyfimizi kaçırmadan bir kafeye oturduk.

Daha sonra da sahilde dolaşıp ara sokakları keşfettik.

Mart 2013’te açılmış “Funny zoo Marseille” ilginç bir sokak sergisiydi. Devasa hayvanlar şehrin bir çok yerinde sergileniyorlardı.

Yanımızda 1 yaşında bir bebek olduğunu unutmadan akşam yemeğini erken bir saatte yeme kararı aldık. Sahilde bir çok hoş restoran var. Pusetimizle en rahat oturacağımız mekanı seçtik tabii.
Biz ailecek midye yemeği tercih ettik ama bu şehirde dünyanın en lezzetli balık yemeklerinden biri olan Bouillabaisse (buyabes okunur) yemenizi tavsiye edebilirim.  Bu yemek, yanında sarmısaklı, safranlı ve acı biberli bir mayonez olan Rouille (Ruy okunur) ile servis edilen, içine pırasa, domates, soğan, sarmısak, defne yaprağı, kereviz ve patates eklenmiş çeşitli balıklardan yapılan bir çorba.

Ali’nin uyku vaktini geçirmemek için sahilde ufak bir yürüyüşün ardından eve döndük.

Çocuksuz bir tatil yapıyorsanız bir kaç restoran tavsiyesi vermek istiyorum. 3 Michelin yıldızlı Le Petit Nice (www.passedat.fr), deniz mahsülü yemek için Toinou (www.toinou.com/marseille), Marsilya mutfağı için La Caravelle (http://www.tripadvisor.fr/Attraction_Review-g187253-d195834-Reviews-La_Caravelle-Marseille_Bouches_du_Rhone_Provence.html).

…devam edecek