Provans’a veda

Bugün ilk durağımız Avignon. Fransız lisesinde hazırlık sınıfında ilk öğrendiğimiz şarkılardan biri Avignon köprüsü idi. Şarkıda köprünün üzerinde dans edildiğinden bahsedilir ancak şehir sakinleri köprünün altında bulunan bir adacıkta dans ederlermiş,  zaman içinde üzerinde dans etmeye başlamışlar. Asıl adı Pont St-Bénézet olan bu köprü 1668 yılında bir selde çok büyük hasar görüyor.

IMG_5721

Şehir devasa surlarla çevrili merkezinde Palais des Papes yer alıyor. 1309 yılında Papa V.Clemans Roma’daki siyasi kargaşadan kaçmak için papalığı Fransa’ya taşıyor ve böylece Avignon 68 sene boyunca Hıristiyanlığın merkezi oluyor.

IMG_5898

Bu sarayın tarihini anlatan görsel bir show olduğunu öğreniyoruz. Ertesi akşam için biletimizi alıyoruz 🙂 Aynı meydanda Petit Train Avignon adında ufak bir tren var tüm şehri dolaşıyor. Şehri dolaşmanın en kolay yolu olduğu ve yanımızda 1 yaşında bir bebek olduğu için hemen atlıyoruz bu trene.

IMG_5722

Açıkhava kafeleri ve 1900 yılından kalma bir atlıkarıncanın bulunduğu Place de l’Horloge şehrin merkezi. Ayrıca bu şehir bale, tiyatro ve klasik müzik etkinliklerinin yer aldığı Fransa’nın en büyük festivaline ev sahipliği yapıyor. 1947 yılında fransız oyuncu ve tiyatro yönetmeni Jean Vilar tarafından başlatılan festival 17 sene boyunca tek kişinin yönetiminde devam ediyor.  1964 yılında Vilar  çok seyirci çekmek için için bir çok yönetmeni festivale davet ediyor, şehrin bir çok alanında oyunlar sergilenmeye başlıyor. Festivalin detaylarıyla canınızı sıkmayayım daha detaylı bilgi, festival programına ve tarihleri  www.festival-avignon.com  sayfasına bakabilirsiniz!

cour-honneur-avignon

Şehri dolaşıp köprümüzü yakından görüp ailecek  şarkısını mırıldandıktan sonra yola çıkıyoruz

sur_le_pont_d27avignon_19th

Zamanınız varsa daha uzun zaman geçirebilir ve şehirde bulunan bir çok müzeyi gezebilirsiniz.(Van Gogh, Modigliani ve Cézanne’ın eserlerinin de bulunduğu Musee Angladon – 13. Yüzyıl tarihli Musée du Petit Palais, Roma dönemi buluntularının Fransız resminin son 500 yılının genel hatlarıyla sergilendiği Musée Calvet)

Sırada Tarascon var. Aslında bu kasabanın da okul yıllarından kalan bir anısı var. Alphonse Daudet’nin 1872 yılında yayınladığı ve bizim hatırladığım kadarıyla hazırlık 2’de bir bölümünü okuduğumuz ama aklıma kazınmış bir kahraman Taraskonlu Tartarin.

IMG_5726

Şehrin içinden arabayla geçip Arles’a doğru yolumuza devam ediyoruz.

IMG_5728

IMG_5749
Arles sokakları

1888-1889 yılları arasında Van Gogh’un yaşadığı ve bir çok resmini yaptığı bu şehirde gezilecek çok fazla müze var. Espace Van Gogh, Roma Anfitiyatrosu, Roma Tiyatrosu ve 12.yüzyıldan kalma St-Trophime kilisesi görülmeye değer. Önemli bir tavsiye Van Gogh’un en önemli eserlerinden Cafe Terasse at Night’ı  (Gece Teras Kafe) çizdiği kafe hala servis veren bir mekan.

IMG_5740

Ancak yıllar içinde kendini hiç yenilememiş, fiyatları çok yüksek, çok lezzetsiz, saygısız garsonların olduğu bir mekan haline gelmiş. Siz de bizim gibi yapın Place du Forum’da bulunan  kafenin önünde resim çekin ve başka bir mekanda kahvenizi için 🙂

Arabamıza binmeden 1900 tarihli dönme dolaba çocukları bindirip onlarında gönlünü alıyoruz.

IMG_5738

Son günümüz gayet sakin. Seyahat öncesi araştırma yaparken keşfettiğim ve gitmek için çırpındığım ama son güne kadar bir türlü fırsat bulamadığımız Aix-en-Provence şehir kütüphanesini sevgili ev sahibemiz Marie-Christine eşliğinde ziyaret ediyoruz. Neden bu kütüphaneye gitmekte ısrar ettiğim fotoğraflardan anlaşılacaktır.

IMG_5785

Benim gibi Küçük Prens aşığıysanız buraya mutlaka gelin, vaktiniz varsa içerisini de gezin. Eski bir kibrit fabrikasıymış burası. İnanılmaz bir kütüphane olmuş.

Kütüphanenin içinde Albert Camus Merkezi diye bir bölüm var. 1960 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş Camus. Daha önceleri kendisine en absürt ölüm nedir diye soranlara trafik kazası cevabını vermesi enteresan bir bilgi. Mezarlığı Lourmarin’de. Ölümünden sonra telif hakları iki çocuğuna geçmiş. 2000 yılında kızı Catherine  Aix-en-Provence belediyesi ile bir anlaşma imzalamış ve bu arşiv nitelğinde ki merkez kurulmuş.

IMG_5796

 

Akşam Avignon’daki Les Luminessences gösterisine biletimiz olduğu için günün kalanını evde keyif yaparak geçiriyoruz.

Yemeğimizi evde yedikten sonra yola çıkıyoruz. Son gece için biraz  iddialı oluyor aslında bu gösteri. Yanımızda iki çocuk, 2 fransızca bilmeyen erkek ve annemle ben..

Biz inanılmaz etkileniyoruz, çok keyif alıyoruz ama onları bizi etkilediği kadar etkilemiyor lisan sıkıntısından dolayı. Yinede görsel olarak muhteşem bir olaya şahit oluyoruz.

http://www.lesluminessences-avignon.com  Gitmeden kontrol edin, sanırım bahar aylarında başlıyor gösteriler ve sonbaharda ara veriliyor. Aracınızı hemen sarayın bulunduğu meydanda ki otoparka bırakıp gösteri öncesi “Le Moutardier du Pape” isimli restoranda yemeğinizi yiyip şarabınızı bu muhteşem saray manzarasına karşı içebilirsiniz  (www.lemoutardierdupape.fr)

IMG_5901

Provans 3-4 günde tamamlanacak bir rota değil. Daha rahat hareket edebilmek, az zamanda bol köy ve kasaba keşfedebilmek için tavsiyem en az 5 gün ki daha bu listede olmayan ve görülmeye değer bir çok yer var. Belki bir daha ki sefere diyerek seyahatimizi tamamlıyoruz…

Provans’a veda” üzerine 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s